Trabzon Bayan Masöz Hizmetleri Üniversiteli

Trabzon Bayan Masöz Hizmetleri

Trabzon Bayan Masöz.  “niçin ayrı bir e-posta adresin var? Nerve.Com’da ne oluyor?” Karnıma ağrılar saplandığını hissettim. Ellerim titremeye başlamıştı. Sonunda gerçek dışıım meydana çıkmıştı. Aslabir zaman iyi bir yalancı olmamıştım ve bu ilişkiyi gizli tutmak benim için fazlasıyla zor olmuştu. “İlgilenmem ihtiyaç duyulan bazı şahsi meseleler var. İş adresimi kullanmak istemedim,” dedim. “Ne benzer biçimde şahsi meseleler? Benden ne saklıyorsun?” dedi. Söyleyecek bir şey bulamadığım için doğruyu söyledim. “yaşamımda biri var.” “hakikaten mi?” dedi. Çok şaşırmışa benziyordu. “Kim?” bağırmasını, kızmasını hatta hayal kırıklığına uğramasını bekliyordum. Ama o daha çok kafası karışmış görünüyordu. Benimle o denli uzun süreden beri sevişmiyordu ki kim bilir başka bir adamın benimle sevişmek istemesi ona garip gelmişti.

Fazlasıyla sakin görünüyordu. “New York’dan bir adam,” dedim. “İnternet üzerinden tanıştık. New York’a onu görmeye gidiyordum.” “Vay. Ne kadar sinsiymişsin.” Sanki beni onaylıyor gibiydi. Sevgilimin adını, ne iş icra ettiğinı sordu. Ona adının Frank olduğunu, avukat olduğunu Queens’de yaşadığını, evli ve iki çocuklu olduğunu söyledim. “Vay be.” Vay be demekten başka bir şey demesini umuyordum ama hem de rahatlamıştım da.

Trabzon Bayan Masöz Hizmetleri

Trabzon Bayan Masöz. En azından beni evden kovmamıştı. Bir ihtimal, o da dürüstlüğe her şeyden fazla örutubet veriyordu. Aramızda başka bir adam olabilirdi ama en azından artık daha fazla yalan söylememe gerek kalmayacaktı. Başka bir şey demeden mutfaktan çıktı. Birkaç gün sonrasında annemlerden çocuklara bakmalarını istedim. David’le akşam yemeğine çıkacaktık. Sonra birden ağlamaya başladım. Sorunun ne işe yaradığını sordular ben de onlara Frank’i söyledim ve mutsuz bir evliliğim bulunduğunu itiraf ettim. Babam David’le hâlâ sevişip sevişmediğimizi sordu. Ona yıllardır hiç sevişmediğimizi söyledim. “Bitmiş bu iş,” dedi babam.

Sex yoksa ilişki de yoktur. Bitmiş bu iş.” David’le Edgware sokağındaki Lübnan restoranına gittik. Vakit hâlâ çok erkendi ve içerisi boştu. Birbirimize karşı oturduk. İnanılmaz derecede sakin görünüyordu. Bizi gören hepimiz, güzel bir eşiyle olan evliliği olan basit insanlar sanabilirdi. “Neler oluyor?” dedim. “Kızgın görünmüyorsun. Neler oluyor söylesene.” aklımda bir sürü senaryo kuruyordum. Yoksa rahatlamış mıydı? O da benim onu sevmediğim benzer biçimde beni sevmiyor muydu? Umurunda bile değil miydi yoksa bütün bu olanlar? David’e baktım ve suratında kabahatlu bir ifadeyle sandalyesinde rahatsızca kıpırdandığını gördüm.